Toplam Sayfa Görüntüleme Sayısı

24 Şubat 2013 Pazar

Şeker Kurabiyelerim :))

Neredeyse 1 seneye yakın olmuş en son yazım :)
Bu arada ne işler yaptım neler becerdim neler :) Öncelikle cebelleştiğim sınavlarıma girdim ve 3.sınıfıda başarıyla bitirdim. Sonra gel gelelim en yakın arkadaşımın nişan telaşı çıktı ortaya. Tabi ben organizatör ruhumla rahat durabilir miyim ?
Mümkün değil !
Kolları sıvadım oturdum internetin başına ne yapabilirim diye.
El emeği göz nuru ve hediyelerimin en büyük özelliği olan ilginç eşi görülmemiş olmalıydı.
Aklıma gelen fikir hem mideleri hem de gözleri bayram ettirecek bir şeydi. 
Sevimli mi sevimli, şeker mi şeker , renkli mi renkli ?
ŞEKER HAMURUNDAN KURABİYELER :)))
Önce sipariş vermek için irtibatlar kurdum sonra baktım ki deneyimlerim beni yanıltmaz ve ben bu işin üstesinden gelebilirim. Tabanvaya atlayıp doğru Eminönü Mısır Çarşısı'nın yolunu tuttum. 
Gezdim,araştırdım ;  şeker hamurları, kalıplar , kurdeleler , oklavalar ellerimde buldum kendimi :)
Denemeler başladı tabi heyecanla:) Yeni model araştırmaları tekrar malzeme almaya koşturmalar falan :) 
Sonuç hüsran değil tam tersi şahane şeyler çıktı ortaya :)
Arkadaşıma nişan hediyesi yapmak için yola çıktım birden ticaretin ortasında buldum kendimi başka siparişlerde almaya başladım. Şimdi yarıdan fazlasına kurabiye ustalığına yetiştim :)) Bunun yanında arkadaşıma doğum günü hediyesi olarak şeker hamurundan pastasını yaptım :) Uğraşmayı sevdiğim şeyler ve görsel şölen bir arada olunca keyifle yapıyorum çünkü ben bu işi seviyorum :) Bu minik kurabiyelerden örneklerim size de sipariş fikirleri versin ve bana ulaşın :) 

Yaptığım örneklerden bazıları ;









6 Haziran 2012 Çarşamba

Mayıs'ın 27'si . .

Mayıs'ın 27'sinden beri yazmaya fırsatım olmayan bloga başlayabildim sonunda :)

Çook uzun bir yazı yazmıcam ya da şu an içimden geçenlerin çok fazla kelimesi yok sanırım . .
İnsanlardan verdiğin değeri beklemek benim en büyük hatam ve bu hatayı yapmaya kendimi engellememe rağmen hala yapıyorum..

Neden peki?
Çok dostluklar mı gördü sanki etrafımdakiler ? Küçücük yaşlarına rağmen çok şeyler mi yaşadıklarını zannediyolar ? Alakası yok . .

Kendi dünyalarında birleşip benim yüzüme gülüp arkamdan iş çevirdiklerini mi zannediyolar ? Buda değil . .

Bulamadım ne yapmaya çalıştıklarını . .

Ama tek bildiğim benim kadar dostluk isteyip, içten olamadılar . .
Benim kaybettiğim diil de kazandıklarım oldu . .
Bi yaşam hikayesi daha yarattılar kendi elleriyle ;

" Anladım ki bana o dünya da yer yok :) "



26 Nisan 2012 Perşembe

İstanbul Turu :))

Açıköğretim sınavlarının bitişiyle çok hızlı ve yoğun programlı iki hafta yaşadığımı söylesem hiçte yanlış olmaz.. Hala yorgunluğunu atamadım, şöyle bir kendi kendime kalıp dinlemedim..
16 nisandan başlayan bu yoğun tempo şu ana kadar devam etmekte.. Yazın gelişiyle teras mevsiminin açılmasıyla ardı arkası kesilmeyen misafirler ve her misafirde farklı kişilere aynı merasim sanki bir 'Dejavu' :))

Misafir hariçlerinden biri olan İstiklal Caddesi-Beyoğlu-Sant'antonıo Kilisesi-Galata Kulesi ve Tepebaşı Trt Stüdyolarında son bulan bir günün sonu hem yorucu hemde keyifli . . İstiklalin her günü ve her saatinin belirsiz bir sebeple sürekli kalabalık oluşu İstanbul'un vazgeçilmez tablolarından . .




23 Nisan'a bağlanmadan önceki pazar günü 'bi hava alıp gelelim' sözleriyle yola çıkılan ve 00.09'da kendimi eve zor attığım yoğun bir gün daha . .
Veee 23 Nisan :))
Biz hala çocukluğumuzu özleyenlerdeniz galiba ki sokaklarda dolup taşan miniklerin arasında gezenlerden biriydik :))
Bu özel günü fırsat bilip Emirgan Korusu'ndaki 7.Lale Festivali'ni talan etmeye gittik :)
Ulaşmak biraz zor oldu ; malum Bebek trafiği, Vatandaşın patates arası ketçap mayonez kuyruğu bu yüzden dört gözle beklenen otobüsler , 'bi otobüs gelsede nereye gidersek gidelim' sözleri

Ve 45 dakikalık beklemeden sonra gelen '40 T otobüsü maceralarımız :)



 Ama sonunda bir doğa harikasını görünceye kadar tüm çektiğimiz o yol uçtu gitti . .

Birbirinden farklı lale çeşitleri,

Budamı laleymiş dedirten türler ;


       Ve dahasıı...



                Bundan sonra her sene bu festivali kaçırmadan gitmeye karar verdiren bir manzara . . 






İstanbul gez dolaş bitmeyen derinlerine indikçe büyüyen bir şehir :))
Yorgunluk devam etse de yine de gezmek güzel :))
Gençlik bugünler için değil mi ? :))














8 Nisan 2012 Pazar

Hızlandırılmış Ders Dolu Bir hafta !

Açık öğretim sınavının 7 ay önceden 'ben geliyoruuuummm' diye çığlık çığlığa bağırmasına rağmen biz o sesi susturduk sanmıştık taaa kii 6 nisan gecesine kadar..

Paçalar falan tutuştu kitap sayfalarında kendimizi kaybettik adeta . .
Ders çalışma hevesi gelsin diye evin tüm mekanlarını denemeler, çeşitli ders çalışma taktikleri . .

Veeeee sonunda geldiiiii zaman gitti zaman sınavlara girdik çıktık bazıları iyi bazıları kötü geçti ve sonunda 'neyse artık başka sefere'  cümleleri söylenmeye başladı :)

Bana benden öte dost yok !
Tescil -  Onay . .  08.04.12.

3 Nisan 2012 Salı

Arkadaşçılık Oyunu . .


Ben fazla kaptırıyorum galiba arkadaşlık kurma olayını :) 
Ne gerek varsa fazlasına ? 
Kazandığım arkadaşlıklar yetmezmiş gibi !
Yüz verince astar isteyenler, cılkını çıkaranlar, şımaranlar, değer bilmezler falan filan . . 
Heee bide arkadan konuşanlar yok muuuu :)) Yüzüne içtenmişcesine  gülüp arkandan şeytani gülüşe bürünenler .
Aslında onlar yalnız kaldıklarında gerçekten "yalnız kalanlar" grubundalar . . 

Benim kardeşim yok ama kardeşten öte arkadaşlarım var . .
En güzel yıllarımı beraber geçirdiğim, sokak aralarında küçük ayaklarımla, karşılıksız sevgilerimizle çocukluk yıllarımda  kol kola gezdiğim :)
Arkadaşlarımın değerini yalnız kalınca anlayanlardan olmadım hiçbir zaman . .

Art niyetsiz, samimiyetine inandıklarım yanımda, gerisi kitap sayfalarını çevirdiğimde arka sayfada kalan yazılar gibi kaldılar . .

Az olsun öz olsun benim hayat görüşlerimden biri . . 

Sonuçta kim böyle bir resimde yer almak istemez ki ?